2 Aralık 2010 Perşembe

Fidel'in Yüzünden, La faute a Fidel, Blame it on Fidel

Fidel'in Yüzünden filmini bu akşam Suat/Gül'ler de izledik. (Burçlar gelene dek  Nazilere
karşı bir mücadele veren Alman öğrenciler ile ilgili bir filme başladık..  Öğrenciler Nazi karşıtı bildiri dağıtırken yakalandıklarında  Burçlar  geldi ve durduk.. Genelde bu tip filmlerde  karşı karşıya  gelen Naziler ve Yahudiler olurdu, bu filmde Naziler ve karşıtı Almanlar var.. Aklıma Shindler'in listesi geldi.. Shindler bir Yahudi mi idi? Avusturyalı imiş. Bir daha bakacağım..!!!! Morovia'dan mış, Çek Cumhuriyetinin doğusu, fabrikasının yöneticilerinin arasında Yahudiler varmış..)

İnatçı, akıllı kız  başrolü çok güzel götürdü. Anne babasını sürekli sorguladı ve onları zorladı..
Filmin genel olarak  sürükleyebildiğini söyleyebilirim.

Büyüklerin çocuklar(ı)  ile ilişkisini yeniden gözden geçirmesini sağlayacak bir film.
Filmin arka planında sosyalizme giriş yapan bir anne-baba ve  değişik inançlarda yakın çevreden  kişiler var. 

ayrıntılar için tıklayın ==>some info.. from wiki

Costa Gavras'ın kızı Julie Gavras tarafından yönetilmiş.

1 Aralık 2010 Çarşamba

Muhalif...

Tan Oral

Bazı sorular... Naipaul..

 ilk önce bir son 10 yılın Nobel Edebiyat ödülleri kime verildi.. (kaynak Vikipedia)

2000Gao Xingjian (高行健)Fransa Fransa
2001Vidiadhar Surajprasad NaipaulBirleşik Krallık Birleşik Krallık
2002Imre KertészMacaristan Macaristan
2003John Maxwell CoetzeeGüney Afrika Güney Afrika
2004Elfriede JelinekAvusturya Avusturya
2005Harold PinterBirleşik Krallık Birleşik Krallık
2006Orhan PamukTürkiye Cumhuriyeti Türkiye
2007Doris LessingBirleşik Krallık Birleşik Krallık
2008Jean-Marie Gustave Le ClézioFransa Fransa
2009Herta MüllerAlmanya Almanya
2010Mario Vargas LlosaPeru Peru
 Bazı sorular Naipaul tartışmasına dair.. 

- Nobel edebiyat  ödülleri kime ne gerekçe ile veriliyor?
- Dinler (inançlar) eleştirilebilir mi?
- İnançlı insanlar inançlarından dolayı eleştirilebilir mi?
- Herhangi  bir düşünce ve inanç sistemi aşağılanabilirmi?
- Avrupa  yazarlar parlementosu Naipaul'u niçin seçti? Denilenler doğru ise
  buna rağmen çağrılmasını doğru buluyor mu?  (Bk->Avrupa Yazarlar Parlemontosu, IST)
- Naipaul "Nobel Ödülü alan bir yazar  olması dışında" yapıtlarında ne diyor? Ne demiş?
  Müslümanlıkla (İslam ile) ilgili ne demiş?
- Avrupa Yazarlar parlementosunun toplanma (ve biraraya gelme) amacı nedir?
- Naipaul'un toplantıda bulunması (bulunmaması)  bu amacı nasıl etkiler?


Bu soruların cevaplarını  aldığımızda  doğru karar ortaya kendiliğinden (daha kolay) çıkacaktır.. diye  düşünüyorum...

Yavuz'un Somay'a son cevabı..

"İlahi Bülent! Demek ki İngilizler, sömürge halkına İngilizce öğretirken, Naipaul'un, Chattarjee'nin, Bhabha'nın, Spivak'ın, İngilizceyi 'efendiye rağmen ve ondan daha büyük bir beceriyle' kullanacağını hesaplayamamışlar! 'Bu madunlara İngilizceyi öğretelim, onlar nasıl olsa bizden daha büyük bir beceriyle konuşamazlar' diye düşünecek kertede aptal mı İngilizler acaba?

 Ya da, bir dili, o dile yabancı olan birine öğrettikten sonra, onun, öğretenden daha 'büyük bir beceriyle' kullanılmasını önleyecek tedbirler mi vardı da, İngilizler o tedbirleri almadı? Yapma Bülent, Allahaşkına!

Dahası, mağdur sömürge halkından birinin, mesela Naipaul'un veya Rüşdi'nin İngilizceyi efendilerinden daha 'büyük bir beceriyle' kullandıkları su götürmez. Çünkü onlar (özellikle de Naipaul), efendinin dili olan İngilizceyi, kolonyalizmin emir ve hizmetinde, sömürgeci ve ırkçı bir söylemle, ve elbette 'daha büyük bir beceriyle' kullanıyorlar! "

H.Yavuz, Zaman gazetesi, 1/12/2010'dan alıntı.. (boldfeys (koyulaştırma) benden..)

30 Kasım 2010 Salı

V.S Naipaul ve H. Yavuz

Bülent Somay yazısına, Hilmi Yavuz'un Naipaul, Rüşdi gibi "sömürge aydınları" na İngilizce'yi evrenselleştirdikleri için 'iğneleyeci' teşekkürü ile başlıyor. Ama diyor ki İngilizlerin bunu planlamadıklarını ve asıl amaçlarını aşarak bu yazarların onlardan   (yani dilin asıl sahiplerinden)
 neredeyse dili daha iyi kullanır hale geldiklerini söylüyor.
Böylelikle " Şarkiyatçılık"ın yazılabildiğini ekliyor. Yavuz'un yaklaşımını kibirli buluyor.  (28/11/2010 Radikal/Hayat-11.)


E. Said'ten Naipaul üzerine
"His fiction and especially his travel writing have been criticised for their allegedly unsympathetic portrayal of the Third World.

Literary critic Edward Said, for example, argues that Naipaul "allowed himself quite consciously to be turned into a witness for the Western prosecution", promoting what Said classifies as "colonial mythologies about  wogs and darkies".

Said believes that Naipaul's worldview may be most salient in the author's book-length essay The Middle Passage, which Naipaul composed after returning to the Caribbean after ten years of exile in England, and the misunderstood, underrepresented work An Area of Darkness."
from wikipedia..

http://en.wikipedia.org/wiki/V._S._Naipaul

FEMEN

FEMEN, Ukrayna'da  Anne Hutsol tarafından seks ve fuhuş turizmine karşı başlatılan bir hareket. Ama eylem aralığını ekonomiden kültüre kadar kadınların söz sahibi  olabileceği her alana genişletiyor.

A. Hutsol  vücut ve akıllarını protesto amaçlı kullandıklarını, seksi tarzlarının kültürleri olduğunu,  seksi ve güzel olmalarının doğanın bir mirası olduğunu  söylüyor. Fakat bu durumun kendilerinin bir seks nesnesi olduğu anlamına da gelmemesi gerektiğini ekliyor.

(Deniz Ülkütekin, 28/11/2010, Cumhuriyet)

HES'ler iyi mi kötü mü?

HES' ler aslında KÖHES'miş, (Küçük Ölçekli Hidroelektrik Santralı)..
Sayısı 1700 olacakmış. Neden karşı çıkılıyor.. Ekosistem bozuluyor. Bitki Örtüsü de..
Tümü yapılsa bile Ancak %5 elektrik ihtiyacı  karşılanabilecek  deniyor Türkiye'nin.

Peki kime yarıyor, yarayacak.  Az sermayeli iktidara yakın, devletin elektriği satın alma garantisi
altındaki girişimcilere..  Koray Çalışkan, 28/11/2010, Radikal.